Enver Paşa : Yükseliş, Güç ve Çöküş | 7. Bölüm (Final)

Cemal Paşa’nın iki Kanal Harekâtı başarısız olmuştu. Ruslar, Sarıkamış Harekâtı’ndan sonra taarruza geçerek Doğu Anadolu’da önce Erzurum’u, iki hafta sonra Muş’u işgal ettiler. 3 Mart 1916’da Bitlis’i de ele geçirdiler. Osmanlı ordusu geri çekilmek zorunda kaldı.

1 Nisan 1916’da artık tuğgeneral olan Mustafa Kemal Paşa, 16. Kolordu kumandanı olarak Diyarbakır’a atandı. Tüm hazırlıkları yaparak hem Muş’a hem Bitlis’e iki koldan taarruz etti. Yoğun çatışmalardan sonra Ruslar Muş’tan atıldı, emrindeki 5. Tümen de 8 Ağustos 1916’da Bitlis’i geri aldı. Rusların Anadolu harekâtı boşa çıkmıştı; bir yıl sonra Ekim Devrimi ile Çarlık Rusya’sı yıkılacaktı.

Her yerde durum böyle değildi. Almanlar Marne Savaşı’nı alamadılar. Paris kapılarına dayanan disiplinli Almanlar sonuç elde edemedi. Verdun ve Somme muharebelerinde de on binlerce Fransız ve takviye İngiliz öldüren Almanlar yine sonuç alamadı.

Enver Paşa’nın hayran olduğu güçlü ve iyi teçhizatlı Almanlar gene baskın ve saldıran taraftı. Fransızlar, İngiliz desteğiyle hayat memat mücadelesindeydi ve tüm güçleriyle direndiler. Almanya bu noktada hayati bir hata yaparak ABD gemilerini batırdı ve uyuyan devi uyandırdı. Bulgaristan savaşı bırakınca hat koptu.

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanınca, savaşın baş sorumlusu olarak görülen ve Divan-ı Harb’e verileceğini bilen Enver Paşa, 1-2 Kasım 1918’de ülkeden Almanya’ya kaçtı.

Aslında vatansever bir adamdı. Almanya’da eşine yazdığı mektuplardan, hiç para biriktirmediği anlaşılıyor:
Git şundan 20 altın al, falancadan 15 altın alacağımız var” gibi satırlar bunun kanıtıdır.

Vatan haini ilan edilen Enver Paşa, her zamanki atak kişiliğiyle Rusya’ya geçti ve Basmacı Hareketi’ni başlattı. Türkistan halklarını Ruslara karşı örgütlemeye çalıştı, lider oydu.

1922 yılında Sovyet ordusuna karşı Özbekistan (Buhara) bölgesinde, Sovyet topçu birliğine karşı atıyla taarruz ederken hayatını kaybetti.

1996 yılında naaşı, dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Türkiye’ye, Hürriyet-i Ebedi Tepesi’ne getirilip Talat Paşa’nın yanına defnedildi.

Bu konuda son sözü Mustafa Kemal Atatürk’e bırakalım:

Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurup ihtişamı ile batmıştır; arasını tarihe bırakalım.

Bir varmış, bir yokmuş…

📌 Bu yazıyla ilgili düşünceleriniz bizim için çok değerli. Blogda yorumlar kapalı olduğu için, sohbetimize sosyal medya üzerinden devam edelim. Bizi takip ederek hem bu yazının diğer bölümlerine hem de Osmanlı tarihiyle ilgili daha fazla içeriğe ulaşabilirsiniz.

📷 Instagram: @bizyaziyoruzcom
🐦 X (Twitter): @bizyaziyoruzcom

Yayımlayan