Haftanın Filmi: Kelebek Etkisi (The Butterfly Effect)

Bir Seçimle Hayatın Değiştiği Anlar 🦋⏳

Hayatınız boyunca aldığınız kararların, farkında olmadan ne kadar büyük sonuçlara yol açabileceğini hiç düşündünüz mü? Küçük bir değişikliğin, tüm geleceği baştan aşağı değiştirebileceği bir dünyada yaşıyoruz. Kelebek Etkisi (The Butterfly Effect), zaman, hafıza ve kader üzerine inşa ettiği sürükleyici yapısıyla izleyiciyi koltuğuna mıhlayan, unutulmaz bir psikolojik gerilim. Bu hafta, geçmişin gölgelerinde kaybolan bir adamın zihin bükücü hikâyesine odaklanıyoruz.

“Haftanın Filmi: Kelebek Etkisi (The Butterfly Effect)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Terminal

Mahsur Kalmanın Ötesinde Bir Yaşam Mücadelesi ✈️🎥

Bir uçuşun sonrasında, kendinizi bir havaalanında mahsur kalmış, dünyanın başka bir köşesinde, bilmediğiniz bir ülkede bulduğunuzu hayal edin. Sadece bir yolcu değil, kimliğinizin geçersiz olduğu bir durumda, her adımda yeni bir engelle karşılaşırsınız. Terminal, Steven Spielberg’in yönettiği, Tom Hanks’in unutulmaz bir performans sergilediği ve izleyicilere hayatta kalma mücadelesini en sıradışı ortamda sunduğu bir film. Havaalanında mahsur kalan Viktor Navorski’nin hikayesi, yalnızca bir komedi değil, aynı zamanda insanlık, umut ve dayanıklılık üzerine düşündüren derin bir yapım. Hazırsanız, Viktor’un havaalanındaki bu sıra dışı yolculuğuna göz atmaya başlayalım!

“Haftanın Filmi: Terminal” okumaya devam et

🎬 Haftanın Filmi: Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)

Unutmak mı Daha Zor, Hatırlamak mı?

Bir sabah uyanıyorsun ve hayatından en çok sevdiğin insanın seni hafızasından sildirdiğini öğreniyorsun. Ne yapardın? Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind), kalbinizi paramparça eden ama aynı zamanda umutla yeniden birleştiren sıra dışı bir aşk hikayesi sunuyor. Bilim kurgu ile dramı, melankoliyle romantizmi buluşturan bu film, sadece bir aşkın değil, insan hafızasının karmaşıklığının da peşine düşüyor.

“🎬 Haftanın Filmi: Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can)

Bir Dolandırıcının Büyüleyici Dansı

Bir dolandırıcının zekasıyla FBI’ı parmağında oynattığını, sahte kimliklerle dünyayı kandırdığını hayal edin; işte bu, “Sıkıysa Yakala” (Catch Me If You Can)! Steven Spielberg’in ustalıkla yönettiği bu 2002 yapımı film, gerçek bir hikayeden ilham alarak sizi hem şaşırtacak hem de hayran bırakacak. Genç bir sahtekarın cesareti, bir dedektifin azmi ve aralarındaki kedi-fare oyunu, sinema tarihinin en eğlenceli biyografilerinden birini sunuyor. Haftanın filmi köşemizde bu kez, Leonardo DiCaprio’nun parladığı bu başyapıtı keşfediyoruz. Hazırsanız, sahte çeklerin, sahte kimliklerin ve gerçek bir zekanın dünyasına dalalım!

“Haftanın Filmi: Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Forrest Gump

Hayatın Koşusunda Unutulmaz Bir Yolculuk

Bir bankta oturup çikolata kutusunu açar gibi hayatın sürprizlerini anlatan bir adam hayal edin; işte bu Forrest Gump! 1994 yapımı bu efsane film, saf bir kalple dünyayı fetheden Forrest’ın hikayesiyle sizi hem güldürecek hem de gözyaşlarınıza hakim olmanızı zorlaştıracak. Haftanın filmi köşemizde bu kez, Tom Hanks’in ikonik performansıyla sinema tarihine damga vuran bu başyapıtı ele alıyoruz. Amerika’nın çalkantılı yıllarında bir adamın masumiyetle nasıl mucizeler yarattığını merak ediyorsanız, Forrest’ın koşusuna katılmanın tam zamanı!

“Haftanın Filmi: Forrest Gump” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Aşkın 500 Günü (500 Days of Summer)

Kalbinizi Kırıp Onaracak Bir Aşk Hikayesi

Aşkın bir masal gibi başlayıp, beklenmedik bir fırtınayla dağıldığını hiç hissettiniz mi? “Aşkın 500 Günü” (500 Days of Summer), tam da bu duyguyu iliklerinize kadar yaşatacak, romantizmin klişelerini altüst eden bir modern zaman klasiği. Tom’un Summer’a olan tutkusunun 500 gün boyunca iniş çıkışlarla dolu serüveni, sizi hem gülümsetecek hem de gözyaşlarınızı akıtmaya hazır bir şekilde bekleyecek. Haftanın filmi köşemizde bu kez, aşkın ne kadar karmaşık ve bir o kadar da gerçek olabileceğini anlatan bu eşsiz yapımı keşfe çıkıyoruz. Hazırsanız, kalbinizi önce kırıp sonra onaracak bu duygusal yolculuğa adım atalım!

“Haftanın Filmi: Aşkın 500 Günü (500 Days of Summer)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Babamın Penguenleri – Penguenlerle Dolu Çılgın Bir Macera

Bir sabah uyandığınızı ve kapınızda altı sevimli penguenin sizi beklediğini hayal edin; üstelik bu penguenler babanızdan size miras kalmış! “Babamın Penguenleri” (Mr. Popper’s Penguins), tam da bu çılgın senaryoyu hayata geçiren, kahkaha ve duygu dolu bir film. Jim Carrey’nin başrolünde olduğu bu komedi, sıradan bir iş adamının hayatını altüst eden tüylü misafirlerle dolu bir serüveni anlatıyor. Haftanın filmi köşemizde bu kez, sizi gülümsetirken aynı zamanda aile bağlarının değerini hatırlatacak bu eğlenceli yapımı masaya yatırıyoruz. Hazırsanız, penguenlerin buz gibi ama sıcacık dünyasına dalalım!

“Haftanın Filmi: Babamın Penguenleri – Penguenlerle Dolu Çılgın Bir Macera” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Her Çocuk Özeldir (Taare Zameen Par)

Farklılıkları Kucaklayan Unutulmaz Bir Başyapıt

Hayal dünyasında kaybolan bir çocuğun, harflerin dans ettiği bir evrende yaşadıklarını izlemeye hazır mısınız? Her Çocuk Özeldir (Taare Zameen Par), sadece bir film değil, aynı zamanda hepimizin içindeki farklılıkları kabul etmeyi öğreten bir hayat dersi. 2007 yapımı bu Hint filmi, disleksi ile mücadele eden küçük bir çocuğun duygusal hikayesini o kadar içten anlatıyor ki, ekran başında gözyaşlarınızı tutmakta zorlanabilirsiniz. Haftanın filmi köşemizde bu kez, sizi hem düşündürecek hem de kalbinize dokunacak bu eşsiz yapımı mercek altına alıyoruz. Ishaan’ın renkli dünyasına birlikte adım atalım ve bu filmin neden herkes tarafından izlenmesi gerektiğini keşfedelim!

“Haftanın Filmi: Her Çocuk Özeldir (Taare Zameen Par)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: 12 Kızgın Adam (12 Angry Man) ile Adaletin Sınırlarında Bir Yolculuk

Bir mahkeme salonunun kasvetli havası, 12 farklı karakterin bir araya geldiği bir jüri odası ve adaletin terazisi üzerinde geçen nefes kesici bir tartışma… İşte bu hafta köşemizde, sinema tarihinin en çarpıcı yapımlarından biri olan 12 Kızgın Adam (12 Angry Men) var! 1957 yılında çekilen bu başyapıt, sadece bir film değil, aynı zamanda insan doğası, önyargılar ve vicdan üzerine derin bir sorgulama. Siyah-beyaz çekimleriyle bile izleyicisini ekran başına kilitleyen bu eser, günümüzde halen geçerliliğini koruyor. Eğer siz de bir filmin hem düşündürücü hem de etkileyici olmasını istiyorsanız, bu hafta 12 Kızgın Adam tam size göre!

“Haftanın Filmi: 12 Kızgın Adam (12 Angry Man) ile Adaletin Sınırlarında Bir Yolculuk” okumaya devam et

Haftanın Filmi : Çağrı (The Message) Filmi; İslam’ın Doğuşunu Anlatan Yasaklı Başyapıt

Bazı filmler yalnızca bir hikaye anlatmakla kalmaz, aynı zamanda izleyicisine tarihi bir yolculuk sunar. Çağrı (The Message), İslam’ın doğuşunu epik bir anlatımla beyaz perdeye taşıyan, sinema tarihine damga vurmuş bir yapım. 1976 yılında Suriyeli yönetmen Mustafa Akkad tarafından çekilen bu film, yalnızca İslam dünyasında değil, tüm dünyada yankı uyandırmıştır. Anthony Quinn gibi usta oyuncuların etkileyici performansları ve Maurice Jarre’nin unutulmaz müzikleriyle birleşen bu yapım, hem kültürel hem de sanatsal bir köprü niteliği taşıyor. Ancak içerdiği dini unsurlar nedeniyle birçok ülkede yasaklanarak tartışmaların odağı haline gelmiştir. Peki, Çağrı (The Message) neden bu kadar önemli ve neden halen konuşuluyor?

“Haftanın Filmi : Çağrı (The Message) Filmi; İslam’ın Doğuşunu Anlatan Yasaklı Başyapıt” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Milyoner (Slumdog Millionaire)

Hayatın karmaşasında bir çıkış yolu arayanlar, bir gecede milyoner olma hayali kuranlar ya da sadece etkileyici bir hikayeyle duygularını harekete geçirmek isteyenler için bu hafta bir başyapıt var: Milyoner (Slumdog Millionaire)! Sokaklarda başlayan bir yaşamın, bilgi yarışması sahnesine uzanan inanılmaz yolculuğunu izlerken kendinizi hem şaşkın hem de ilham almış hissedeceksiniz. 2008 yapımı bu film, sadece ödülleriyle değil, aynı zamanda yüreklere dokunan hikayesiyle de sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Bu haftanın filmi Milyoner (Slumdog Millionaire).

“Haftanın Filmi: Milyoner (Slumdog Millionaire)” okumaya devam et

Haftanın Filmi : Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day)

Zamanı Donduran Komedi ve Öğretici Bir Hikaye

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, bazen bir günün bir diğerine ne kadar benzediğini düşünürüz. İşte Bugün Aslında Dündü tam da bu hissiyatı yaratıyor. Bill Murray’in unutulmaz performansıyla hayat bulan Phil Connors karakteri, her günün aynı şekilde yeniden başlamasıyla, hem komedi hem de dram öğeleriyle derin bir içsel yolculuğa çıkar. Zamanın ne kadar değerli olduğunu vurgulayan, kalpleri ısıtan bu film, izleyicisine sadece gülme değil, aynı zamanda hayatı sorgulama fırsatı sunuyor.

“Haftanın Filmi : Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day)” okumaya devam et

Haftanın Filmi : Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel)

Bazı filmler vardır ki sadece bir hikaye anlatmaz, aynı zamanda izleyiciyi büyülü bir dünyanın içine çeker. Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel), tam da böyle bir film. Wes Anderson’ın kendine özgü tarzını en üst seviyeye taşıdığı bu yapım, hem estetik açıdan göz kamaştırıyor hem de eğlenceli senaryosuyla izleyiciyi sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor.

“Haftanın Filmi : Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Koro (Boychoir)

Koro – Boychoir, yetenekli bir çocuğun müzik dünyasındaki yolculuğunu gözler önüne seren, duygusal ve ilham verici bir film. Dustin Hoffman’ın disiplinli bir müzik öğretmenini canlandırdığı bu yapım, müziğin dönüştürücü gücünü ve bir çocuğun azminin nasıl başarıya dönüşebileceğini anlatıyor. François Girard‘ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, izleyicilere sadece melodiler değil, hayat dersleri de sunuyor.

“Haftanın Filmi: Koro (Boychoir)” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Radio – Umut, Azim ve Dostluğun Gücü

Sinema dünyası bazen, gerçek hayatın içinden alınmış ilham verici hikayeleri izleyicilere sunar. İşte “Radio” filmi de tam olarak bunu yapıyor. Küçük bir kasabada, zorlu koşullara rağmen sevgi ve azmin hayatı değiştirebileceğine dair kalpleri ısıtan bir hikayeyi anlatan bu film, her yaştan izleyiciye umut veriyor. Radio sadece bir spor filmi değil, aynı zamanda bir insanın gücünü keşfetmesi ve çevresindekilerle kurduğu anlamlı ilişkilerin nasıl hayatı dönüştürdüğünü anlatan bir drama.

“Haftanın Filmi: Radio – Umut, Azim ve Dostluğun Gücü” okumaya devam et

Haftanın Filmi: Kirazın Tadı (Taste of Cherry) – Abbas Kiarostami’nin Derin Anlatımı

İran sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Abbas Kiarostami, insan ruhunun derinliklerine inmeyi başaran, anlam yüklü ve minimal anlatılarıyla tanınır. Bu haftanın filmi Kirazın Tadı (Taste of Cherry) (1997), Kiarostami’nin en dikkat çekici yapımlarından biridir. Film, ölüme dair düşündürücü bir bakış açısı sunarken, hayat ve ölüm arasındaki ince çizgiyi sorgulayan bir hikaye anlatıyor. Taste of Cherry, sakin temposu ve derin anlamlarıyla sinemaseverleri derinden etkileyen bir deneyim sunuyor.

“Haftanın Filmi: Kirazın Tadı (Taste of Cherry) – Abbas Kiarostami’nin Derin Anlatımı” okumaya devam et

Haftanın Filmi : Gladyatör

Gladyatör: Epik Bir Zaferin Hikayesi ve Sinemadaki Etkisi

Bu haftanın filmi, sinema dünyasının en büyük başyapıtlarından biri olan Gladyatör. 2000 yılında vizyona giren ve hızla kült bir klasik haline gelen bu film, sadece aksiyon sahneleriyle değil, aynı zamanda derin insanlık temalarıyla da hafızalarda iz bırakıyor. Ridley Scott’un yönetmenliğini üstlendiği ve Russell Crowe’un başrolünde olduğu Gladyatör.

“Haftanın Filmi : Gladyatör” okumaya devam et

Ahmet Uluçay’ın Büyülü Sineması: Taşradan Dünyaya Açılan Bir Pencere

Ahmet Uluçay’ın Sihirli Dünyası: Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Kütahya’nın taşra köşelerinden birinde, sinema aşkıyla dolu bir adam, Ahmet Uluçay, hayallerini perdede gerçeğe dönüştürdü. İlkokul mezunu bir kamyon şoförü olarak başladığı yaşamında, sinemanın büyülü dünyasına adım attı ve Türk sinemasına adeta bir mucize bıraktı. Sadece bir filmle, “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” ile, sinemanın nasıl sade ve saf bir tutku ile yaratılabileceğini gösterdi. Bu yazı, Ahmet Uluçay’ın sinemasına, onun sanat anlayışına ve bu büyüleyici dünyaya açılan bir kapı olacak, onun yaşamını, filmlerini ve sinema anlayışını daha derinlemesine inceleyecek.

“Ahmet Uluçay’ın Büyülü Sineması: Taşradan Dünyaya Açılan Bir Pencere” okumaya devam et

2024’ün En Çok İzlenen 10 Filmi – Sinemada Damga Vuranlar

2024’ün Sinema Trendleri

Türkiye’de 2024 yılı, sinema sektörü açısından oldukça hareketli geçti. Yerli yapımlar, bu yılın en çok izlenen filmleri arasında büyük bir başarıya imza attı. Özellikle animasyon ve komedi türlerindeki filmler, gişe rekorları kırarak izleyicilerin ilgisini çekti.

“2024’ün En Çok İzlenen 10 Filmi – Sinemada Damga Vuranlar” okumaya devam et

Beş Kardeş: Türk Televizyonunun Unutulmaz Komedisi

2015 yılında Kanal D ekranlarında yayınlanmaya başlayan Beş Kardeş, Türk televizyonunun unutulmaz komedi dizilerinden biri olmayı başardı. Onur Ünlü‘nün senaryo ve yönetmenliğini üstlendiği dizi, beş kardeşin hayatını ve onları birbirine bağlayan güçlü aile bağlarını anlatırken, izleyiciyi güldürüp düşündürmeyi başarıyor. Hem komedi hem dram öğeleriyle izleyenlere hem kahkaha attıran hem de derin bir duygusal yolculuğa çıkaran bu dizi, kısa sürede izleyicilerin gönlünde taht kurdu.

“Beş Kardeş: Türk Televizyonunun Unutulmaz Komedisi” okumaya devam et

Haftanın Filmi (Parasite)

Bu haftaki filmimiz, 2019 yapımı Güney Kore sinemasından bir film.

Yönetmen: Bong Joon-ho
Başrol: Song Kang-ho, Choi Woo-shik, Park So-dam

Konusu:
Parasite, Bong Joon-ho’nun 2019 yapımı, toplumdaki sınıf farklılıklarını derinlemesine işleyen etkileyici bir film. Film, düşük gelirli bir aile ile zengin bir aile arasındaki etkileşimi merkezine alır. Yoksul Kim ailesi, zengin Park ailesinin hayatına sızarak onların güvenini kazanır. Ancak işler karmaşıklaşır ve gerilim artar. Film, sınıf ayrımlarını, fırsat eşitsizliğini ve toplumsal yapıları başarılı bir şekilde sorgular.

“Haftanın Filmi (Parasite)” okumaya devam et

Bizyaziyoruz.com’a Yeniden Merhaba! Yeni Başlangıçlarla Karşınızdayım!

Uzun bir aranın ardından Bizyaziyoruz.com’da yeniden yazı yazmaya başladığımı duyurmaktan büyük heyecan duyuyorum! Blog dünyasına dönüşüm, yepyeni içeriklerle sizlerle buluşmak için sabırsızlandım. Teknolojiden kültür-sanata, sinemadan müziğe, edebiyat, moda, sağlık ve spor gibi birçok farklı konuda yeni yazılarla karşınızda olacağım.

“Bizyaziyoruz.com’a Yeniden Merhaba! Yeni Başlangıçlarla Karşınızdayım!” okumaya devam et

Haftanın Filmi: “The Boy and the Heron” – Hayal Dünyasında Büyüleyici Bir Yolculuk

Bu hafta, Hayao Miyazaki’nin son filmi “The Boy and the Heron”u öneriyorum. Japon animasyonunun efsane ismi Miyazaki, bu filmde kayıp, büyüme ve hayal gücünün gücünü keşfeden bir hikaye sunuyor. Fantastik öğelerle zenginleşen film, büyüleyici görselleri ve derin temalarıyla izleyiciyi etkisi altına alıyor.

“Haftanın Filmi: “The Boy and the Heron” – Hayal Dünyasında Büyüleyici Bir Yolculuk” okumaya devam et

Haftanın Filmi (Günbatımı sınırı)

Bu haftaki filmimiz Amerika sinemasından bir film.

Günbatımı Sınırı“ orijinal adıyla “The Sunset Limited“. Orijinal dili İngilizce olan 2011 yapımı Amerika filminin yönetmeni Tommy Lee Jones’tir. Film 91 dakikadır. Türü Dram olup tek mekanda geçen film kategorisindedir. Filmin oyuncuları ise Tommy Lee Jones ve Samuel L. Jackson’dur.

“Haftanın Filmi (Günbatımı sınırı)” okumaya devam et

Pota filmi 19 Ağustos’ta sinemalarda!

Dünya prömiyerini 51. İtalya Giffoni Film Festivali’nde yapan, TRT ortak yapımı “Pota” filmi, sınıflar arasındaki farklılıkları basketbol üzerinden anlatıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenen filmde; genç oyuncu Alp Akar ile beraber Bahar Hacıbektaşoğlu, Bulut Güneş, Sibel Melek Arat, Egemen Almacı, Mert Erdoğdu, Mehmet Halil Çelik, Samet Sevtekin, Miraç Çelen, Özgür Dereli ve Burhan Yıldız rol alıyor.

“Pota filmi 19 Ağustos’ta sinemalarda!” okumaya devam et

Aynı Potada Erimek ( POTA Filmi)

Sinemayla az da olsa içli dışlı olanlar, genç yönetmenlerimizin güçlü adımlarla yürüdüğünü gözlemlemişlerdir. Genç yönetmenlerimiz, pek tabii başarılarıyla yurtiçi ve yurtdışındaki festivallerden bol ödülle dönüyor. Bu genç yönetmenlerimizden biri de Ahmet Toklu. Yönetmenin İlk uzun metraj filmi olan “Pota” 13 Ağustos’ta Galasını yaptı. Güzel bir organizasyon ile misafirlerini ağırlayan pota ekibi, filmdeki başarısıyla da seyircisini memnun etti.

“Aynı Potada Erimek ( POTA Filmi)” okumaya devam et

‘Maske’yle gelen ‘ben’lik

Oscar Wilde’ın o güzel sözünü hatırlayarak başlamak istedim yazıma…  “İnsan kendi kişiliğinde konuşurken çok az kendisidir, ona bir maske ver ve sana doğruyu söylesin…”

Bazen ürküten, bazen güven duyduğun bazen ise dert ortağın olduğu hissiyatını veren maskeler vardır. Bazıları senin senin süper kahramanındır, bazılarından nefret edersin, bazılarından ise “Aaa! bu benim gibi” dersin. Kendini genellikle ona benzetmeye çalışırsın. Altında olan yüzü kendi yüzün gibi düşünmeye başlarsın.

“‘Maske’yle gelen ‘ben’lik” okumaya devam et

Cinayet Var Filmi Eleştirisi ve Filme Dair Önemli Notlar

Cinayet Var Filmi nin Eleştirisi ve Filme Dair Önemli Notların olacağı bu yazımda Alfred Hitcock’un bakış açısını ve tarzını anlatmaya çalıştım.
Cinayet Var Filmi , yabancı ismi olan Dial M For Murder, 1954 yılında Alfred Hitchcock tarafından sinemaya aktarılan en iyi filmi olmasa da Hitchcock tarzını yansıttığı çok rahat söylenir. Frederick Knott tarafından yazılan senaryo birçok kez filme çekilse de Hitchcock’un filminden aldığımız tadı başka.

“Cinayet Var Filmi Eleştirisi ve Filme Dair Önemli Notlar” okumaya devam et

Abbas Kiyarüstemi’nden Köker Üçlemesi

Köker üçlemesi, dünya sinemasında önemli bir yeri olan İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin İran’ın Köker köyünde geçen üç filmden oluşan serisidir. Bu üçleme; ‘‘Arkadaşımın Evi Nerede?’’ (Khane-ye Doust Kodjast (1987)), ‘‘Ve Yaşam Sürüyor’’ (Zendegi Va Digar Hich (1992)) ve ‘‘Zeytin Ağaçları Altında’’ (Zire Darakhatan Zeyton (1994)) isimli filmlerinden oluşmaktadır.

“Abbas Kiyarüstemi’nden Köker Üçlemesi” okumaya devam et

Enola Holmes 2020 Film Hakkında Yorum ve Eleştiri

Enola Holmes 2020 Film Hakkında Yorum ve Eleştiri

ALONE SEMLOH herkesin tanımadığı biri. ENOLA HOLMES, kendisi meşhur dedektif SHERLOCK HOLMES’ün kız kardeşi. Enola, becerikli, iyi eğitimli, dik başlı ve akıllı biridir.

“The Enola Holmes Mysteries”ten uyarlanan filmde, Elona Holmes rolünde Millie Bobby Brown, Sherlock Holmes rolünde Henry Cavill, Mycroft Holmes rolünde Sam Claflin ve Eudoria Holmes rolünde Helena Bonham Carter yer almaktadır. Başrolünde Strangers Things’ten tanıdığımız Millie Bobby Brown oyunculuğuyla yıldızını parlatıyor.

“Enola Holmes 2020 Film Hakkında Yorum ve Eleştiri” okumaya devam et

Sinemalar ve Tiyatrolar 1 Temmuz’da Açılıyor!

Coronavirüs salgını engellemelerinin aşama aşama azaltıldığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen resmi açıklamaya bakılırsa, sinemaların kapatılma süreci de Temmuz ayında son bulacak. 1 Temmuz tarihinde sinemalar da dahil olmak suretiyle eğlence sektörüne ilişik mekanlar açılışını tekrardan yapabilecek.

“Sinemalar ve Tiyatrolar 1 Temmuz’da Açılıyor!” okumaya devam et

Ev Karantinasında İzlenebilecek 20 Netflix Dizisi

Ev Karantinasında İzlenebilecek 20 Netflix Dizisi

Dünya çapında yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle evde geçirdiğimiz günlerin sayısı da artmakta. Hal böyle olunca da #EvdeKaldığımız günlerin aktif, eğitici ve keyifli haline gelmesi için çabalıyoruz. Belli bir süreden sonra sıkıntılarımız artarak evdeki durumumuz iç açıcı bir durum olmaktan çıkıyor.

“Ev Karantinasında İzlenebilecek 20 Netflix Dizisi” okumaya devam et

İzole Günlerde İzlenebilecek 50 Film Tavsiyesi

İzole Günlerde İzlenebilecek 50 Film Tavsiyesi

Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs, hepimizi evimizde kalmaya zorunlu kıldı. Hal böyle olunca da #evdekaldığımız bugünlerde gelişimimiz açısınıdan iyi bir fırsat olduğunu düşünmekteyim. Bugünlerde google da en çok arananlarda kitap tavsiyeleri, film tavsiyeleri, evde oynanan oyunlar tarzı başlıkların yükselişe geçtiğini görüyoruz.

Unutmadan yaptığım bu liste sinema tarihinin 50 en iyi filmi değil sadece izole olduğumuz bugünlerde izlenebilecek en iyi 50 film.

“İzole Günlerde İzlenebilecek 50 Film Tavsiyesi” okumaya devam et

Çinli Film Yıldızı: Anna May Wong

Çinli Film Yıldız Anna May Wong, Hollywood’da film yıldızından biridir. 3 Ocak 1905 yılında Wong Liu Tsong’da doğdu. Wong’un ailesi çocuklarına hem İngilizce hem de Kantonca (Kantonca ya da Standart Kantonca, güney Çin’deki Guangdong eyaleti civarında konuşulan Yue çeşididir.*) öğretmişlerdir.

Anna May Wong, okula gitmediği ve babasının yanında olmadığı zamanlarda, vaktini film stüdyolarında yönetmenlerden rol istemeye başladı. Henüz 11 yaşındayken sahne adını “Anna May Wong” olarak seçti. Kendisi uluslararası tanınırlık kazanan ilk Çinli Amerikalıdır.

“Çinli Film Yıldızı: Anna May Wong” okumaya devam et