Yeni, Yepyeni Bir Yıl

Yeni, Yepyeni Bir Yıl

Az evvel hararetle yanan şöminedeki ateş idare fitilinin kısıldığı gibi hızını yitirdi yüzüme vuran alevlerin aydınlığı bir gölge gibi yok oldu ve az sonra da söndü.  ateşe dalmadan önce şöminenin karşısındaki koltuğa oturduğumu hatırlıyorum.  yeni yılda yapacaklarımı planlıyordum dalmışım öyle. Bilincim yavaş yavaş yerine geliyor… ve evet dünyadayım. Kalkıp şömineye birkaç odun daha attım.

“Yeni, Yepyeni Bir Yıl” okumaya devam et

Renk A Renk

Ren A Renk

Ne gözüm görüyor, ne kulaklarım duyuyor. Zar zor birkaç nefes alabiliyorum, kulaklarımda hissettiğim acı nefesimi kesiyor. Ve zar zor aldığım her nefes canımı acıtıyor. Tek hissettiğim biraz sonra ruhumda ve bedenimde bir gümbürtü kopacak. Hissetme yetimi kaybettim sanırım. Gecenin hiçbir rengini görmeye tahammülüm yok. Ne bu gece doğan ayın beyazını tanıyabiliyorum, ne de yıldızların mavisini.

Acıyan kulaklarımdan, acının ayak seslerini duyuyorum. Bir ses diyor ki, biraz sonra görmeye ve duymaya başlayacaksın. Ya sen en içi parlayan gözlerim içinden çıkan çiçek renkler, en ala şarkıları söyleyen gözler; daha farklı ne duyup ne göreceğiniz olabilirdi derken en siyah geldi gözlerimin önüne evet en siyahla tanıştım. İçinde en siyah yağmurların yağdığı, en siyah şimşeklerin çaktığı, yıldırımların en siyah düştüğü simsiyah dünyaya bakıyorum.

“Renk A Renk” okumaya devam et

Bizim Maallemiz (2)

Bizim Maallemiz

Bizim maallemiz deki kahvenin önünden ne zaman geçsem görüntü üç aşağı beş yukarı hep aynıdır. Orhan, Melih ve Oktay.. Üçü yine aynı masada dördüncüyü bekler gibi oturur, otururken de çocuklar gibi gırgır, şamata yapıp dururlar. Sanki grubun en yaramaz çocuğu Orhan’dır.. En çok iftiraya uğrayan da, en çok dedikodusu yapılan da yine odur..

Kahvenin hemen yan tarafında bulunan parkta masalcı dede diye çağırdıkları Yaşar Dede bulunur. Etrafında efsanelere ve masallara susamış yığınla müdavimi vardır. Dağlardan, derelerden, padişahlardan, ağalardan, kahramanlardan, hatta hayvanlardan kısacası Anadolu’nun her köşesinden dilden dile ulaşmış öyküler anlatılıp dinlenir.

“Bizim Maallemiz (2)” okumaya devam et

Bizim Maallemiz (1)

Bizim maallemiz, insan üreten entelektüellerin yaşadığı mütevazi bir yerdir. Burada üretilen insanların, insanlar tarafından tüketilmesi her zaman popülerliğini korumaktadır. Hemen hemen her kesimden insanlar bu mahallede hayat bulurlar. Bu mahallenin bütün dünyaya hitap eden yönü olduğu için ziyaretçisi pek çoktur. Kimse burada kendisini garip ya da gurbette saymaz. Benim de herhalde yeryüzünde yaşayabileceğim tek mahalle burasıdır. Sokakları hayat doludur. Bu sokaklarda konuşulmayan hiçbir konu yoktur.

“Bizim Maallemiz (1)” okumaya devam et