Kaçan Değil Kovalayanın Kaybettiği Savaş!

“Doğu ve Orta Doğu için bir geminin daha önce hiç getirmediği kadar fazla katliam, sefalet ve yıkım getirmiştir.”
Winston Churchill

Pek çok atasözü vardır: Kaçanın anası ağlamamış, erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır, itle dalaşma çalıyı dolaş… Doğru ya da yanlıştır; genellikle lokal olaylarla ilgilidir bu sözler. Fazla uzatmayalım çünkü Ahmet ile Mehmet’i 14 kişi kovalarsa dünya tarihi değişmez.

“Kaçan Değil Kovalayanın Kaybettiği Savaş!” okumaya devam et

İmkansız Sadece Biraz Zaman Alır

Ünlü yazar Stephan Zweig bir gemi yolculuğundadır. Eski zamanlara nazaran gemiler elbette daha hızlıdır. Yataklar konforludur; içinde yiyecek ve içecekler olan güzel bir restoran, oyun ve eğlence amaçlı bir salon, seçkin konuklarla sohbet imkânı çoktur ve kitap okuma şansı da vardır. Seyahat bir haftayı aşınca üstat sıkılmaya başlar, derin düşüncelere kapılır ve aklına Portekizli bir adam gelir. (Bir kitap yazmaya başlar; eşsiz bir kitaptır ama zaten bir tarihçi olarak konu malumdur. Şimdilik ünlü yazarı hem bir yana bırakalım hem de tamamen bırakmayalım; onun eşsiz bilgilerinden ara sıra yararlanacağız.)

“İmkansız Sadece Biraz Zaman Alır” okumaya devam et

İyi Zamanlardı Kötü Zamanlardı

İyi zamanlardı, kötü zamanlardı; bilgelik çağıydı, ahmaklık çağıydı; inanç dönemiydi, şüphecilik dönemiydi; aydınlığın mevsimiydi, karanlığın mevsimiydi; umut baharıydı, umutsuzluk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı, öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk, hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. Kısacası o dönem de bugün gibiydi; öyle ki dönemin en gürültücü yetkililerinden kimileri, hem iyisi hem de kötüsü için ‘en’ ile başlayan kıyaslamalarda ısrarcıydılar.
— İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickens (1859)

“İyi Zamanlardı Kötü Zamanlardı” okumaya devam et

THYMOS: Gladyatörden Milli Futbolcuya Uzanan Zafer Arzusu

İnsan, yapısı itibarıyla hayatta kalma ve kendini gösterme eğilimindedir. Çocukken kardeşler arasında başlayan “daha iyi evlat” olduğunu kanıtlama çabası, okul döneminde “daha iyi öğrenci” olduğunu öğretmene yazılı ve sözlü olarak ispatlama çabasına evrilir. Bu çabalar bir noktada güzel de şeylerdir.

Bu durum, kadim zamanlardan beri insan doğasında var olan hayatta kalma dürtüsünün daha sonraları onay alma ihtiyacına evrilmesi olarak yorumlanabilir. Bu dürtü insanda hep vardı. Üreme ve soyun devamı için alfa görünmeye çalışmak biyologların konusu olsa da, asıl konumuz bu değil.

“THYMOS: Gladyatörden Milli Futbolcuya Uzanan Zafer Arzusu” okumaya devam et