Bir gün, şehirde yaşayan küçük bir tavşan, merakını gidermek için evinden çıkar. Fakat, şehirde kaybolmak kolaydır, özellikle de bir tavşan için. Tavşanımız, metro istasyonuna iner ve ilk gördüğü trene atlar. Yanlış trene bindiğini anlaması uzun sürmez, çünkü durak isimleri hiç tanıdık gelmez. “Havuç Meydanı” yerine “Salatalık Sokak”ta iner ve kendini bir dizi komik olayın içinde bulur.
İlk durakta inen tavşan, bir sokak köpeğiyle karşılaşır. Köpek, tavşanı “tavşan burgeri” sanıp peşine düşer ama tavşan, hızla bir fırına kaçar. Fırında, ekmek hamurlarının arasına saklanır ve köpek ekmeklerle kavga ederken, tavşan fırından sessizce çıkar. Fakat, bu sefer de fırıncı ustası tarafından “kaçak hamur” olarak görülür ve bir kovalamaca daha başlar. Tavşan, ekmek tezgahından kaçarken, birçok ekmeği de yanında sürükleyerek götürür, arkasında komik bir ekmek izi bırakır.
Sonraki durakta, “Meyve Pazarı” adında bir yere gelir. Burada, bir muz kabukları üzerinde kayarak, bir elma satıcısının tezgahını deviren tavşan, yere saçılan meyveler arasında kaybolur. Meyve satıcısı, tavşanı yakalamaya çalışırken, bir muz kabuğuna basar ve komik bir şekilde yere düşer. Bu sırada, civardaki insanlar gülerek izlerken, tavşan artık eve dönmenin yolunu arar.
Sonunda, doğru metro hattını bulur ve evine döner. Ancak, evine vardığında, yanında getirdiği ekmekler ve meyvelerle, ailesi onu bir kahraman gibi karşılar. Tavşan, bu macerasını anlatırken, herkes kahkahalarla güler ve bu olay, şehirde efsane gibi anlatılmaya başlanır.
Yayımlayan