İki Kere İki Beş Eder Mi?

İlkokulda, sayılarla ilk tanıştığımda kafam karışmıştı. Bizim sokak büyüktü ama sonu vardı. Geceler çok uzundu ama muhakkak gün ağarırdı. Babam çok uzun boyluydu ama kapıdan sığardı. Gördüğüm, bildiğim her şey bir yerde sonlanıyor, bir yerlere sığıyordu ama sayıların sonu yoktu! Aklım o yaşlarda bunu almasa da hayran olmuştum ben rakamlara. Devamlı toplar, çarpardım; aklımın yetmediği işlemlerde babamdan yardım alırdım. En sevdiğim ev ödevi, rakamların arasındaki ilişkiyi düzenlemekti. O kadar disiplinliydi ki onlar, asla hata yapmana izin vermiyorlar, kural dışı bir adımı da ne yaparsan yap kabul etmiyorlardı. En küçük yanlış, sonuca ulaşmanı engelliyor, seni çıkmaz sokaklara götürüp bırakıyordu. Cebine minik bir abaküs atmayı akıl edemediysen eğer, sonun Hansel’le Gretel’den de beter oluyordu.

“İki Kere İki Beş Eder Mi?” okumaya devam et